30 Ocak 2011 Pazar

ALLAHIMSANAGELİYORUM!

 

Bu adam, bana bir barda, gözlerimin içine baka baka Eylül Akşamı'nı söylese; "Aynı anda başka insanlara, seni seviyorum demişizdir... " kısmındaki kıskanç bakışlarından bir kuple fırlatsa, yemin ederim "Eylül AKŞAMI" demek yerine "Eylül EAKKHŞAMI" demesini zerre mickey'me  takmaz, orada yere kapaklanır, o haberdeki içli teyze gibi "Al beni laaaaaaaaaan, al, al beni!" diye bağırırdım.

Hala içimde "Mehmeeeeeeeeeeeeeeeğt" diye çığırabilecek liseli ergen fangirl profilini taşıyorum. "Aşkımsın, bebeğimsin, ölürüm sana, evlen benimle" gibi cümle gruplarını heyecan çığlıklarına ekleyecek kadar mal mıyım bilemiyorum ama, konumuz Mehmet Günsür olunca sansürlü bir mallık var bende orası kesin.

Şimdi Hamam'ı açıp, Francesco ile öpüşmesini izlemeyi planlıyorum. Bi 30 defa. Belki rüyamda kendimi Francesco yerine koyabilirim. Bu armağanı bize verdiğin için seni de seviyoruz Ferzan Özpetek, cansın, ciğersin.

allahimsanageliyorum.com

- - -

Video: Dailymotion; bebişim Eylül Akşamı'nı söyler iken.

28 Ocak 2011 Cuma

Bu da bitti, sonraki?






Sonunda hayatımın en zorlu final dönemine orta parmağımı gösterebildim. O bitti, ben de bittim. O yüzden bu gece uyurum, beni kimse tutamaz. (sen bile tutamazsın / yıldızlar tutamaz)

Facebook'a bir ay sonra tekrar girdiğimde; sanki bunca zamandır sigara içmezken, birileri tek bir nefes çekmeme izin vermişçesine başım döndü, ama mutluluktan. Anasayfada mütemadiyen bir F5'e basma hali... İŞTE BUNU SEVİYORUM.

Onu bunu geç de, eğer şubat ayında bir sevgili yapacak olursam, o şanslı erkeğe final dönemi boyunca içtiğim redbull’ların boş kutularından inşa ettiğim sıcacık bir yuva armağan edeceğim. Birinci kat, daire temiz, merkezi ısıtma (zira kalbimle ısıtıyorum.)

Ne de olsa iki gönül bir olduktan sonra; samanlık seyran, falan…

Kutuyu açtığımız zımbırtılardan da bir çift yüzük yaptım, heyecanla bekliyorum.

Bekliyorum…

Bekliyorum…

Bekliyorum…

- - - 

Görsel: deviantart; It's Finals Time by samjeet
Şarkı: grooveshark; The Smiths - Please, please, please, let me get what I want.

26 Ocak 2011 Çarşamba

O değil de...



Hellomello.

Bir sürü toplama indie albümü buldum. Dinlerken öyle bir şevkle dinliyorum ki resmen kendimden geçiyorum. Bir yandan da kol gibi sınavlar bana geçiyor. - Hayatım çok orgazmik.

Çok fazla televizyon izleyen bir insan değilim, o yüzden Biscolata reklamını yeni gördüm. Resmen “ohşşş” dedim, hem de sesli. Özellikle o hamur yoğurana. (tıkla-izle-ohş-de!) Kadınların cinsel obje olarak kullanılmasını eleştiriyorum, ama bu reklamı izledikten sonra erkeklerin kullanılmasına yeminle gıkımı çıkarmam.

Ayrıca bir reklama bakıyorum, bir göbeğime… bisktirgtolata!

O değil de canım nasıl sıkılıyor anlatamam. Facebook şifremi, değiştirmesi için arkadaşıma vermemle başlamış olan depresyonumu, Youtube’dan şirin kedili ve köpekli videolar izleyerek geçiştirmeye çalışıyorum. Bazen işe yarıyor, bazen yaramıyor.

Kedi canınızı sizin.

- - -

Görsel: deviantart; final weather: very cloudy by umayumay
Şarkı: grooveshark; Yeah Yeah Yeahs - Date with the Night

21 Ocak 2011 Cuma

Sundum.



Bugün bölüm jürisine bitirme tezimi sundum. Takım elbisemin altına Adanalı bir cono olduğumu kanıtlarcasına spor ayakkabı giydim, çünkü rugan ayakkabılardan nefret ederim, onlar da benden haz etmezler. Herkes birer babyface olmuşken, ben bilerek azıcık sakal bıraktım yüzümde. Skerler deyip piercingimi de çıkarmadım. İyiydim, iyi.

Takım elbisemle TAŞ olduğum için, otobüse binip arka sıralara doğru ilerlerken tüm yakışıklı çocuklar yanağımdan makas aldı. Bu bana süper bir moral oldu.

Sunumumu bitirdiğimde ise tüm jüri ayakta alkışladı. Hepsi tek tek elimi sıkıp, “Bugüne kadar dinlediğim en süper sunumdu feanor, adeta yıktın geçtin. Ayrıca çok şık olmuşsun, sunumlardan sonra odamda görüşelim, seksi şey seni” dedi. Kadınları zaten eliyorum, ilgi alanımda değiller; bilgisayar mühendisliğindeki tüm erkek hocalar da 50 yaş üstünde ve dötü göbeği salmış insanlar olduklarından “Kalsın,” dedim, “ama bir çay ısmarlarsanız içerim.” O an, herkes çay ısmarlamak için birbirini itti. Kantin önü adeta bir can pazarıydı.

100 üzerinden 250 aldım; genel ortalamamı da bu güzel sunum sayesinde direkt 4.0 yapacaklar. “Ben sana nasıl DD verdim 3. Sınıfta, üstelik depresyondaydın, kendimden nefret ediyorum!” diyerek ağlayan hoca bile gördüm.

Sonrasında gerçekten sevdiğim iki hoca, eşleri ve iki arkadaşımla beraber bir yerde oturup yemek yedik ve içtik. - ama ben sarhoj değğilim. Hesap 250 TL geldi. Onlar ödedi. Oh.

Özet olarak mutluyum. Şimdi de gidip yatacağım. Zira “sıçtın mavisini” gördüğüm gecelerin sayısı, görmediğim gecelerin sayısını 5e katlıyor.

Bir şiir yazacak olsam tek bir mısradan oluşurdu: “Uykum var.”

Hepinizi AA ile öpüyorum.

- - -

Görsel: deviantart; Thumbs Up by Aurrum
Şarkı: grooveshark; The Fratellis - Chelsea Dagger

19 Ocak 2011 Çarşamba

Güneş Batarken Ardından Tepelerin...



… gitme vakti geldi teletabilerin. N’aber?

Bazen ben de blogumda “o çocuğun pipisi, bu çocuğun poposu” tarzı yazılar yazmak istiyorum. Ama sonra çok tanıdık var deyip utanıyorum. Sonra “Başka bir isimle başka bir blog açsam, mesela tumblr?” diyorum. Ama sonra ona da çok üşeniyorum. Biz de halk arasında buna “ne emmeye ne gömmeye” diyoruz.

Yazdıklarımı hiç okumayıp, ne müzik koymuşum bakıp kaçanlar varmış, onları da çok seviyorum.

Ayrıca “popo” şirin de; “pipi” ne kadar iğrenç kelimedir. Adeta 5. Teletubbie için 'perfect' isim. Olmuş yani.

Redbull içip enerjiyle dolup taşıyorum. Ben ders çalışamıyorum ama bu enerji verme olayı %100 çalışıyor.

öptümkibbye.

- - -

Görsel: deviantart, redpixl - teletubbies gualpeiper
Şarkı: grooveshark; Ariel Pink's Haunted Graffiti - Bright Lit Blue Skies

18 Ocak 2011 Salı

Gecenin Sesi Olsaydı.


 

Hayatımın bir dönemi vardı ki, yüzümdeki maskeleri teker teker sıyırıp, kırıyordum yerde.

Hayatımın öyle bir dönemindeyim ki, yüzümde maske maske üstüne.

Kim için güçlüyü oynayayım, kim için güleryüzlü olayım, kim için gözyaşı dökeyim, kim için huzurlu olayım, kim için aklım sekse çalışsın, kim için iyi evlat olayım; kim için heteroseksüelim, kim için eşcinselim; kime düşman, kime dost, kime sevgili, kime sıcakkanlı; soğuk, yakın, uzak, salak…

Bir tek boşluğun maskesi yok, çünkü maskenin boşluk olası yok.

Ben de geceleri, yüzümü gömüp kalbime, dolmayı bekliyorum.

- - - 
Görsel: deviantart, roland87 - the mask
Şarkı: grooveshark;  Midlake - Acts of  Man

15 Ocak 2011 Cumartesi

ÖNEMLİ - bi çekitaut.

Yazıların altına koyduğum şarkı widgetları (grooveshark'dan şeyapmaca) görünmüyor mu? Oysa... bunca zaman... ben...


Yukardakini görmeyenler bir parmak kaldırabilir mi?

Piliz?

- - -

Şarkı: grooveshark; Broken Bells - The High Road

Falan.




Anca ders çalışmaya çalışabildiğim şu güzide günlerde overdose bir şekilde Muse dinlerken, boku çıkasıca sesimle Bliss’i söylerek, hem alt hem de üst komşuların hayatlarını onlara zindan ediyorum.

O değil de, biri bana gelsin, Matt o da sensin.

Sizce de bir erkeği/kadını ilk gördüğünüz an en güzel anlardan biri değil mi? Tipi tam tipinizdir, off ne biçim de gülümsüyordur. O an hepimiz biraz biraz içini doldurmuyor muyuz? (Birbirimizi kandırmayalım) Mesela “romantiktir de şimdi bu, kollarında uyunur ki bunun, bu yaz Barcelona’ya da gideriz, zaten eminim ki kıskanç biri ama bokunu çıkarmıyor; OHA LAN TAM BENİM İÇİN YARATILMIŞ!” şeklinde? İşte o erkeğin/kadının baş parmağını işaret ve orta parmağı arasına sokup, bileğiyle de şşrrrrrak sesini çıkardığı an da güzel bir andır, can bir andır, ciğer bir andır. Evet.
 
Bugün Taksim'de sevdiceklerimleyim; dersler derseniz, adeta bir under my penis, november pasha modu.
 
Akşam gelecekleri Taksim’de, gelmeyecekleri her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorlarsa orada öpüyorum.

- - - 

Görsel: Şurdan
Şarkı: grooveshark;  Muse - Bliss

13 Ocak 2011 Perşembe

Ooo Beybi Beybi...



... its e vayld vörld. NABER?

Sevgili Sahibi Olmanın Güzellikleri Top 3” listemde “Her gün günaydın ve iyi geceler mesajı almak.” maddesi kesinlikle var. Telefonumun suskunluğunu göz önünde bulundurursak, gelen yegane mesajın da Avea’dan olduğunu anladığımda küfrettiğim için sanırım hiçbiriniz beni suçlamazsınız.

Sevgiliden gelen günaydın ve iyi geceler mesajları… İşte hayata bakış açım bu kadar minimalist.

ŞAKA LAN; hayalimdeki ateşli İspanyol erkeğinden elbette ki burada söz etmeyeceğim, ama sözünü etmemem hayatımın bir Jingle Bells cover’ından ibaret olduğu gerçeğini de değiştirmiyor:

Single bells, single bells, single all the way.

Taluego canımıniçleri, kesmeye üşendiğim için beni hacı kıvamına getirmiş sakallı yanaklarla yanaklarınızdan öpüyorum.

- - -

Görsel: S.k gibi di mi?
Şarkı: grooveshark; Oi Va Voi - Waiting

12 Ocak 2011 Çarşamba

Bana Yalan Söylediler, Bana Yalan Söylediler, Bitirmeden Bahsetmediler.




Eğer üniversite öğrencisiyseniz ve son sınıfta değilseniz, size “Oooh 4. Sınıf çok rahat olacak, yata yata geçeceksin” dediklerinde, orta parmağınızı gösterip koşar adım uzaklaşın yanlarından.

Zira NAH.

Çok fena yediler beni, sizi de yemesinler.

O değil de, finaller bitince Adana’ya gidip döndükten sonra yüksek alkolle g.tü başı dağıtmayı planlıyorum.

Var mısın yok musun?

- -

Görsel: (çok süper değil mi?) - daha fazlası içinse buraya.

9 Ocak 2011 Pazar

OF.


Gecenin üçünde, gözlerim hayata isyan ettiği için bilgisayar ekranına güneş gözlüğü ile bakarken, Lady Gaga dinleyerek, .NET ile t-shirt satan e-ticaret sitesi yapmaya çalışıyorum... Al sana gay bilgisayar mühendisi. - (fotoğrafın altındaki Jay Smith cover'ı ve bence çok eğlenceli)


Görünüş itibariyle sikim gibi olacak site, ama fonksiyonalite ile koymayı düşünüyorum; kısmetse, rabbisi büyük, nasip, falan. - hayır, kaderci değilim.

Evde çok fena bir hava var, herkes non-stop ders çalışmakta; temizlik yapmayı, bulaşık yıkamayı bıraktık; mutfağımızda ocağın sonuna kadar yeni yaşam formları keşfetmeyi bekliyoruz. Temiz tabak çanak olmadığı için dışardan istiyoruz; hep pizza, hep kebap, hep döner; şubatta göbeğim ormanda on panda gücünde olacak. "Türk kası iyidir, yastık gibi hem, göbekli erkek severim ben" diyen erkekler!! N'ABER? - (want your bad romance, ara beni, muck.)

Damarlarımda kan yerine kahve dolaşıyor, bi tarafımı kessem kahverengi bi sıvı akacak; bitsin artık şu koduumun öğrenci hayatı.

Hepinizi for döngüsü ile öpüyorum.

NOT: Yazmayacağım dedim ama facebook ve twitter hesabımı dondurduğum göz önünde bulundurulursa, dersten kaytarmak için ya sigara içiyorum ya da bloga giriyorum. Bence ikincisi sağlığa daha az zararlı... Sence?

Ga ga, o la la.

NOT 2: Az önce o dolar işaretinin 20den önce gelmesi gerektiğini fark ettim. Ama düzelteni s.ksinler.

1 Ocak 2011 Cumartesi

1 Ocaklara Bayılıyorum.



N’aber gençler – ve kendini genç hissedenler?

Şimdi itiraf edin, hepimiz sabah s.k gibi kalktık. Kafa bir milyon, falan. Ondan geriye sayıp birbirimizi çılgınca kucakladığımız gece vakti ardından aslında farkındayız ki her şey aynı bok, her şey aynı püsür. Kimimiz ailemizle öpüşerek girdik, kimimiz CouchSurfing partisinde daha yeni tanıştığımız Arnavutluk’dan gelen o çocukla; fark eder mi?

Yine de şimdi yatağımız boş, hava karardı ve biz demli çayımızı yudumlayıp, sigara tüttürüp blog okuyoruz; yenilir yutulur cinsten bir şey çıkmayan piyango biletlerimizi yırtıp çöpe attık, 2012den beklentiler sıralamaya başladık bile.

Boşuna birbirimizi kandırmayalım, zaten hepimiz gidiciyiz seneye.

 - -

Görsel: Deviantart - matthewpoland