28 Mayıs 2011 Cumartesi

Çünkü Stalker'ım, Stalker'sın, Stalker...





Öncelikle yukarıdaki şarkıyı dinleyin bi', kulaklarınızın pası silinsin.
Sonralıkla (?!) Aragon zamanında şöyle demiş:

"Beni sev ya da benden nefret et, ikisi de benim yararıma;
seversen hep kalbinde olurum, nefret edersen hep aklında..."

Yaşasaydın seni bağrıma basardım Aragon.

Saygılar.
- - -
Görsel: Six Feet Under, (Nate ve Claire'e olan aşkım bazen beni biseksüel olup olmadığımı sorgulamaya itiyor... -  ŞAKA LAN ŞAKA, ben senin o bildiğin gaylerden olmasam da, bildiğin gayim... hıhı, evet, püskevitler.

Şarkı: Grooveshark; Smoke City - What It Was (acoustic)

24 Mayıs 2011 Salı

Sabredenler Kulübü!!!11!1!



N'aber?

Bu kadını sevin. AMA ÇOK SEVİN.

İtalya ile ilgili her şeye alerjim var. "Acıyı kucakla Feanor, acıyı kucakla Feanor..." Ağzına sıçayım Osho; ben acıyı değil acı beni kucaklıyor, mütemadiyen hoplatıyor, haberin yok. Öhm. Ama sabır, falan, evet.


Umarım bitirme beni bitirmeden ben bitirmeyi bitirebilirim. Sayılarla o kadar haşır neşirim ki artık random gülüşlerim bile 821397981273918 şeklinde. Haziran ortasından sonra gel de gör beni, bambaşka biri, toplarım dağılan kalbimin her köşesini.


Bu kadını sevin demiş miydim? Ben susayım da gözlerim konuşsun o zaman canlar, bal gıdıktan öperim.

cCc Kimbra Reyiz cCc - 40 yapar ve yaşasın  püskevitlerle otusaltık esnik törsun!!
Bahçeli seni seviyorum bebeğim.

- - - -

Video falan: yütüb; Kimbra - Plain Gold Ring (live)

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Yollar.




Ben kendimi sevmedikten sonra, insanlar beni neden sevsin?

Yolcu yolunda gerek diyorum son günlerde; yeni yollar bulmam gerek, o yolların bana çıkması gerek; yolun sonunda, olduğumu sandığım şeyi değil, olduğum şeyi görmem gerek; ne istediğimi anlamam gerek.

Hep çabuk sevdim insanları, hep çabuk güvendim. Her güvendiğim erkeğin kollarına fırlattım kendimi; sevsin diye, ilgilensin diye, önemsesin diye, sarsın diye.

Neden sevilmeyi bu kadar çok istiyorum? Neden sevilmemekten bu kadar çok korkuyorum? Neden sırf sevilmek için çaba gösteriyorum; sevginin karşılıksız, öylece, kendiliğinden gelmesi gerekirken?

Osho “Açık bir kitap olun,” diyor, “tohum kalıp korunmaktansa, çiçek olup zarar görmek daha güzel. Acıların hepsi birer ders, o yüzden acıları kucaklayın; tohum kalmayı seçip aşık olamayan milyonlarca insan var bu dünyada; aşkı tadın, tatmak için risk alın!” diyor. “Ama tanımakla aşkı birbirine karıştırmayın,” diye ekliyor, “gördüğünüz şey insanların dış çeperi olduğunda, hissettiklerinizi aşk olarak tanımlamak sizin aşkı tanımadığınızı gösterir; önce kendinizi sevin, önce kendinizi aşka hazırlayın, korkularınızdan arının; çeperi keşfetmeye değil, merkeze varmaya odaklanın; sonra sizi kucaklar zaten aşk…” diyor.

Elif Şafak da Araf’ta ‎"Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, kendini onda kaybetmeyi gerektirir. Kendini kaybettiğinde ve ego kuleni yıktığında karşılığında sevilmişsin sevilmemişsin ne fark eder?" yazmıştı.

Ego kulelerim var benim, kocaman kocaman kuleler. Açık bir kitap olma kısmında başarılıyım, ama sevilmemekten, beğenilmemekten, etiketlenmekten, çok sevmekten, çok vermekten, çok istemekten, kırılmaktan, kaybetmekten… korkuyorum. O kadar çok şeyden korkuyorum ki, mutlu olmam gereken anlarda yeterince mutlu olamadığım gibi, mutsuzluklarda dibe vuruyorum.

Yolcu yolunda gerek demiştim. Bu blogu açtığımda “Çocuğu unutmaya hazır değilim…” diyordum, İtalyan beni aldattığında “Bu kadar acıya hazır değilim…” diyordum. Aslında ben sevmeye hazır değilmişim; ne kendimi, ne başkasını; fark ediyorum. Kendimi keşfetmekte ilerleme kaydetmedikçe ilişki yok artık; özsaygımı kazanmadıkça, özbeğeniye sahip olmadıkça. Yoksa Feanor hep bacağa sürtünen köpek yavrusu, hep terk edilen mutsuz çocuk, hep dibe vuran emo, hep korkan ve plan yapan mükemmeliyetçi.

Sevmeye çalışıyorum… herkesi, her şeyi; en çok da kendimi.

Hadi bakalım.

- - -

Görsel: deviantart; Crossroads by Ciril
Şarkı: grooveshark; Agnes Obel - Riverside (kendisi hayatımın şarkılarından biri oldu)

10 Mayıs 2011 Salı

Depressed As Fuck.



Her gece kafamı yastığa koyduğumda içimden yataktan kalkıp, balkon kapısını açıp, kendimi boşluğa bırakmak geçiyor. İntihara meyil sülalemden genetik miras ve ben kendi istatistiklerime göre 3 senede bir intihara meyilli oluyorum: vadem doldu a dostlar!

Merhaba, ben yüreği kanayan çocuk. Hayatımda ya her şey aynı anda harika gidiyor ya da her şey boktan oluyor. Şu an ikinci durumdayım; tüm modlar OFF, hüzün hariç.

2,5 sene sonra birine aşık oldum, olanlar oldu. 5 sene sonra mezun olmakken hedefim, bitirme projem bokum gibi gidiyor. 15 sene sonra kariyer kastırıyorken, ilk dört adımda binlerce kişiyi elediğim, son yüzlere kaldığım koduğumun vaka analizi görüşmesi bugün bok gibi geçti. 23 sene boyunca kalıcı bir sağlık problemim olmamışken, sanırım reflüye merhaba dedim, yaşasın her yemekten sonra midemdeki o iğrenç taşkınlık hissi.

Bir yandan öz saygımı kaybediyorum; bana bu kadar şerefsizlik yapan bir adamı hala nasıl köpekler gibi seviyorum diye… Elim her gün fotoğraflarına gidiyor; fotoğraflarını açmadan önce kahroluyorum, fotoğraflarına bakarken kahroluyorum, fotoğraflarını kapatırken kahroluyorum, fotoğraflarına baktığım için kahroluyorum, fotoğraflarına tekrar bakacağımı bildiğim için kahroluyorum.

Melek sayılmam ama bu kadarını da hak etmedim. Ya da ettim; çünkü gerizekalıyım. Çünkü “Sevgi her şeyi iyileştirir!” diyorum hala; "Severek her suçun, her nefretin, her ahın, her anın üstesinden gelebiliriz!!" diyorum. Sonra üstümden geçen geçmiş oluyor, üstünden tır geçmiş kedi leşine dönüyorum. Rol modelim Ayşecik olduktan sonra, daha nice kazıklar üstüne otururum ben. Hayat sevince güzel, falan, yalan. Hayat piçe güzel.

Drama queenlikse dibine vurdum, emoluksa sadece gözlerimi kapatacak uzun saçlarım eksik, siyah pijamalarım ve siyah kahvemle Flyleaf’ten I’m So Sick’i dinlerken oldukça götik göründüğüme de yemin edebilirim. Bir apaçilik kaldı, o da eksik kalsın.

Bazen bir otobüste hayal ediyorum, keşke şimdi otobüs kaza yapsa, herkes sağ kalsa, benim vücudumda cam kırıkları. Bazen evde hayal ediyorum, şimdi deprem olsa; herkes sağ kalsa, benim kafama sert bir şekilde düşen avize. Bazen karşıdan karşıya geçerken hayal ediyorum; arabanın biri bana çarpsa, arabada sıfır hasar ben paramparça.

Yine kendi istatistiklerime göre her 10 senede bir intihar etmeyi GERÇEKTEN istiyorum. Korkmayın, daha 7 senesi var.

Sevgiler,

Götik.

2 Mayıs 2011 Pazartesi

EPIC FAIL.



 


Selam.

Güzel dilekler için çok teşekkür ediyorum.

Bir süre buralarda yokum; biraz depresyona girmece, biraz bitirme projesi, biraz quizler, biraz finaller, biraz iş başvuruları, biraz insan kaynakları görüşmeleri, biraz özel şirketler için program yetiştirmece, biraz şundan, biraz bundan.

Olmadı, olamadı. Hayatımda hiç duymadığım kadar yalanı bir arada duydum iki hafta içinde. Bir insanın bu kadar ikili oynayabileceğini aklım almazdı, aldı. Daha başlamamış bir şeyi sona erdirdim, iyi oldu.

Öfkeyle doluyum ama tüm piçliğine rağmen köpekler gibi seviyorum. Bitti, bittim, bitirebildim, bitebildim.

Alınacak dersler var, sorulacak sorular, falan.

Güven? Aasdsadadkjhakshdakjdhkajdhkjadhkajdh. Skerler. 

Aşk konusunda benden adam olmayacak gençler, ben artık kariyer kasıyorum.

Bal gıdıktan öpüyor, haziran sonuna doğru görüşmek üzere diyorum.

- - - -

Görsel: Tumblr; Are you talking to me?  by jesaarmanor ;
Şarkı; grooveshark; Archive - Fuck You;