6 Kasım 2010 Cumartesi

"4S" Kuralına İnanmıyorum, Ama Bir Güç Var.



Çin’de yaşayan herkes aynı anda zıplasa 6.789 şiddetinde deprem olur muydu bilinmez, ama yaşadığı 4duvar1çatı arası ancak Çin’in tüm güzide vatandaşları aynı anda tüttürse bu kadar dumanaltı olabilirdi. Sol yanında Süreya, sağ yanında Nescafe, önünde odadaki tek ışık kaynağı dizüstü, ardında tüm ihtişamıyla Lord Soth posteri… dünyanın merkezine olmasa da, kendi evreninin merkezine ufak çaplı bir yolculuk yapmıştı.

Cebinde bir titreşim; bir uzun, iki kısa, bir uzun, iki kısa.

Mors alfabesi: TITI, Cep alfabesi: O.

Mor halkaların üstündeki gözleri döndü telefon ekranına...

MESAJ: “Beni özledin mi?”

(Tıkırtılar)

MESAJ: “Hayır.”

Uzanıp kahvesinden bir yudum aldı. Sade. Sert. Şekersiz. Siyah. Soğuk. “Kahven gibisin.” dedi. Kendine, kendi kendine.

MESAJ: “Beni seviyor musun?”

(Bu bir röportaj olsaydı buraya (Gülüşmeler) yazılırdı herhalde – ama değil.)

(Tıkırtılar)

MESAJ: “Hayır.”

Burada arka planda çalan şarkıya değinmek lazım. Herhangi bir mesaj içerdiğinden değil, içermediğinden de değil. Doğru yerde, doğru parçaydı sadece.

(Kaderin oyunları)

ŞARKICI: Tina Dico.
ŞARKI: He Doesn’t Know.

SÖZLER:

Love wasn't nearly enough in the end ,
Please, will you tell him again

That I hurt myself more than I ever hurt him
I wasn't as distant and cold as I seemed
I was lost all the way into my bones
I don't think he knows

Kayıptım. Kayıptın. Kayıptık. Tek şarkısını bildiğim bu kadın bile şu anda bunu bilirken, senin bilmemen trajikomikti. İronikti. Falandı. Filandı.

Mesaj atmadın, mesaj atmadım. Bitti; diğerleri gibi ama diğerlerinden daha çabuk, daha özensiz, daha baştan savma. İlişki düzenim şu kısır döngü üzerine kurulu artık, az önce öğrendiğin gibi:

Mesajlaşmak, telefonları almak, facebook’dan ekleşmek, tanışmak, konuşmak, sevişmek, konuşmak, sevişmek, konuşmak, sevişmek (x2) (hadi bilemedin x3 daha), bitirmek, telefondan silmek, facebook’dan silmek. Bu kadar.

(Yaşı -18 olan okurlar için burada koca bir BİP çok iyi, çok da güzel olur.)

ANLAMADIN:

Ben sevdiğim için sikilmiyorum sevgili(msi); sikeni seviyorum.
Sen de beni, sadece seni siktiğim için seviyorsun.
İlişki(leri)miz küfürbazlık üzerine kurulu - ve softcore BDSM.

Yani… Hadi, kendine iyi bak, hoşçakal.

KISACA: Öptümkibbye.

İMZA: Onur-umsu.


(İşbu yazı yazarın sadece ruh halini yansıtmaktadır. Zira kendisi götünü yırtsa bu kadar piç olamaz.)

Hiç yorum yok: