15 Nisan 2010 Perşembe

Ülkemden Utanıyorum.

Burada 9-10 yaşlarında çocuklar utana sıkıla "Hello! My name is Jonas/Åsa, where are you from?" derken bana; kendi ülkemde 13-14 yaşında çocuklar turist olarak giden Alman kız arkadaşlarımı taşlıyorlar "Gavuur!" diye bağırarak. O arkadaşlarımdan biri "Yani, tabii; her ülkede olabilir bu ama... şok geçirdim bir süre ve çok korktum. Ama merak etme, çok eğlendim!!" diye açıklama yapıyor ve "Şey, 'gevur' ne demek?" diye soruyor ardından.

Kendine yol soran Japon kızı, ıssız bir sokağa götürüp tecavüz eden şerefsizler var İstanbul'da mesela.

"Türk erkeklerinin gözlerinin içine bakmayın yolda; sizi 'sevişecek kadın' olarak görüp, taciz etmeye başlıyorlar... korkunçtu!" yazmış ispanyol kadının biri, bir internet sitesinde.

Şimdi arkadaşım orada; ve tek başına taksiye binmeye korkuyor okuduklarından dolayı. Taksi yani; hani güvenli olsun diye bindiğin şey bir yerde.

Benim ülkemde Vakit gazetesi "gay tayfa!!" haberi yapıyor. Gencecik çocukların şekillenmekte olan yönelimlerini paramparça ediyor, hayatlarını karartıyor. Daha dün el kadar kızı taciz eden Üzmez gibi bir şerefsizi unutuyorlar bunu yaparken. Onlar için 12-13 yaşındaki kızların üstüne çıkmak, imam da izin verdiyse; sübyancılık değil, kutsal. Ama erkekler sevişemez. Eğer sevişirlerse, haber olur. Haber olursa, altına yorum yazarlar, "Hepsi şeytanın soyundan geliyor bunların!" diye. Hepimizi şeytan dürtüyor çünkü. Çünkü onlar için eşcinseller "küçük çocuklarını kaçırmaları gereken" iblisler.

Avrupa ülkelerinde belki de en son "eşcinsellik hastalıktır" diyen bakan; bizim Kadın ve Aileden SoruNlu bakanımız. Başka ülkelerde bunu diyebilen, dedikleri ortaya çıkan bakanlar istifa ettirilirken; bizim ülkemizde sayısı 20yi aşan dernek bu bakana destek veriyor. Bu bakan görevini hala sürdürüyor. Bu bakana kimse hiçbir şey yapmıyor. İnsanlar susuyor, bakan susuyor. Toplumca "Tıp!" oynuyoruz.

Benim ülkemde babası oğlunu "onuru" için öldürüyor. Eğer tanrı varsa, belasını versin o zaman böyle babanın. Dünya basınını karıştırırken Ahmet Yıldız davası; "ahmet yildiz is my family" gibi bir kampanya varken mesela; benim ülke gaylerim umursamıyor davayı; umursayan üç beş organizasyonu da mahkeme içeri almıyor zaten. Babasını bulmuyorlar, aramıyorlar bile belki de. Ve benim yiğit ve mert vatandaşlarım; "Adama da hak vermek lazım" diyorlar. G...ünüze girsin o adam hepinizin.

Çok kızgınım ve çok üzgünüm. Dönmek istemiyorum bu lanet ülkeye. Bir yolunu bulup gitmek istiyorum. Ne kadar az kalırsam, o kadar iyi...

4 yorum:

Özgül dedi ki...

Canım kardeşim,
Yazını üzülerek okudum...
Söylediklerinin gerçekliği kadar "ülkemden utanıyorum" başlığı da üzdü beni... Ülkemden, ülkemin çocuklarından utanmıyorum. Sen de utanma canım...
Bu ülke senin bahsettiğin insanları yetiştirdiği gibi eşit, insanca bir yaşam için işkencede ölen onurlu insanları, bağımsız bir ülke için kurtuluş savaşında, Kızıldere'de yaşamını feda eden gençleri de yetiştirdi. Çözüm toprağından yetiştiğin ülkeden utanmak değil... Yaşama daha geniş bir çerçeveden bakman gerekiyor. Yoksa yahudi soykırımını yapan almanyada alman vatandaşı mı olacaksın? Ya da kızılderilileri yurtlarından sürüp tarihten silmeye çalışan, köleliğin ana yurdu Amerikada amerikan vatandaşı mı olacaksın. Ya da bir yandan insani değerleri ağzından düşürmeyip ama bir yandan da savaşlar sürsün diye silah sağlayan ülkelerden birinde mi yaşayacaksın. Senin toprağın onlarca kültüre evsahipliği yapmış yer olan anadolu'dan geliyor. Utanmak çözüm değil, dönüp hasızlıklarla mücadele edip sadece daha iyi bir ülke değil daha iyi bir dünya için mücadele etmek gerekiyor...
Seni seviyorum canım...

feanor dedi ki...

Ablacım;

dar bir çerçeveden baktığım konusunda haklısın; olaya sadece "Türkiye'de eşcinsellik" gözüyle bakıyorum neredeyse.

Benim bir yaratık/hastalıklı/sapık olduğumu düşünen insanlara; olmadığımı nasıl gösterebileceğim konusunda bir fikrim yok. Adam oğlunu "onuru" için öldürüyorsa, ona benim bunları anlatmamın ne faydası olacak?

Eşcinsel olmak avrupa ülkelerinde "yasakken" bizim ülkemizde yasak değildi; günlük bir şeydi belki, gözardı edilen. İnsanlar yeni yeni konuşmaya başlıyor bunu. Bu konuda gerçekten mükemmelliğe ulaşmış ülkeleri belki bir 200 sene öncesinden takip ediyoruz. Hastalıklığından ziyade dinin yasakladığı bir şey olduğu için bu kadar karşılar çünkü, komik.

Türkiye içinde bulunduğum müddetçe; bu kadar eleştirirken hiçbir şey yapmasam yazıklar olsun bence zaten bana... Ama evet, tecavüz edebilecekleri korkusuyla askerlik yapmak istemediğini söylediğinde, pasif konumdayken çekilmiş fotoğraflarını isteyen; üstelik fotoğrafa baktıklarında zevk aldığın sonucunu çıkarmazlarsa, tutuklayıp sevkeden bir ülkede yaşamaktansa; insan haklarından bahsedip, vatandaşlarına her türlü özgürlüğü gerçekten de sağlayan; insanların sana kusmak istermişcesine bakmadığı, ama başka ülkelere silah satan İsveçte yaşamayı tercih ederim. Türkiye'de bu konularda sütten çıkmış ak kaşık değil neticede.

Öyle yani..

Kırmızı kelebek dedi ki...

ulkenizden kacıpta bu sapıklarla bizi yalnızmı bırakacaksınız. biliyorsunuz sızın oyunuz biz ataturkcu demokratlar icin cok onemli

feanor dedi ki...

//kırmızıkelebek: olay oy vermekse eğer; havaalanına gelip, oy verip dönerim mutlu olduğum ülkeye.

Ben çoluk çocuğa karışıp (evlat edinerek) problemleriyle huzurlu bir hayat ardından ölmek istiyorum. Kısmet diyelim.