13 Aralık 2010 Pazartesi

Yas, Sezonluk Bir Duyguydu.*




Alıp başımı gitmek istiyorum; hem vurasım var kendimi yollara, hem de vurulasım var o yollarda!

Bugün kahvaltımı 22 yaşında bir çocukla yaptım. İşi gücü bırakıp, seyyah olacağım ben demiş geçen sene Jordan. Biriktirdiği ne varsa koymuş cebine ve düşmüş yollara. Manhattan’dan Kanada’ya; sonra İrlanda’dan Fransa’ya, Fransa’dan Almanya’ya, Arnavutluğa, Yunanistan’a ve İstanbul’a uzanan bir yolculuğun hikayesini anlattı bana.

Dinlerken kıskandığımı fark ettim. Hasetimden çatlamak değildi bu ama! Kıskandım, çünkü biliyorum ki ben hiçbir zaman sahip olduğum her şeyi bırakıp bir sırt çantası ve düşlerimle, el yataklarında işsiz güçsüz aylar geçiremem. Benim tatilim haftalıktır: giderim, gezerim, içerim, yerim, dönerim. Kıskandım, çünkü o kadar cesur değilim. Hayallerimde seyyah olmak var ama hayallerimi gerçekleştirecek cesaret yok içimde.

Alıp başımı gitmek istiyorum; hem bulasım var kendimi yollarda, hem de kaybedesim adımlarda.

Gitmek… ama niye? Uzun zaman önce öğrendim gitmenin kaçmak olmadığını. Gidersem herkesi ardımda bıraktığımı sanırken, aslında hepsini yanımda götürdüğümü...

Gitmek içinde yepyeni şeyler uyandıran bir devinim ama. Yas sezonluk bir duyguysa, güzü bahara çeviren güç gitmek aynı zamanda. Gittiğinde herkesi götürsen de yanında, döndüğünde ne sen eski sensin, ne onlar eski onlar. Tekrar kaynaşmalı, bir olmalısın; emek göstermelisin.

Fotoğraftaki çocuk Jordan, yanındaki kız blogumda bir çok çizimini gördüğünüz on senelik dostum Derya; en boktan zamanımdan en mutlu zamanıma, kavgalı da olsak can ciğer kuzu sarması da, hep yanımda olmuş nadir insanlardan.

Biz küçük bir hayal büyüttük bugün. Tek bir cümleyle başladı bu hayal, şimdi reddedemeyeceğimiz kadar güzel. Bu yaz sonu, yıllık izni aldıktan sonra iş yerlerinden; otostopla Yunanistan’a gidiyoruz. Otellere para vermiyoruz, Couch Surfing’den bulduğumuz, bize sığınacak liman olacak insanlarda kalıyoruz; insan tanıyoruz, seviyoruz, paylaşıyoruz, biriktiriyoruz, büyüyoruz, büyüyoruz, kocaman olup taşıyoruz.

Yas sezonluk bir duyguysa ve gitmek vakti ilacıysa eğer yasın; gitmenin hayali o ilacın rahiyası, bir hayal bile iyi ediyor insanı.

Alıp başımı gitmek istiyorum; bu kez sevdiğim herkesi ve her anıyı sırt çantama sığdırıp, omuzlarım üstünde onları taşıyarak; döndüğümde farklılıklarımızı paylaşıp daha da çoğalarak.

Mutluyum.



---- 


*: Murat Menteş'in Korkma, Ben Varım adlı kitabından
Görsel: Derya ve Couch Surfing aracılığıyla tanıştığım Jordan ; Mecidiyeköy'de kahvaltı.

8 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

harikasin...
... aciyi, özlemi savmak yerine kabul edip, mutlu olmayi sectigin icin kutluyorum seni... yolun açık olsun...

(Cantanda degil, kalbinde götür beni de)

feanor dedi ki...

/* Brajeshwari: Kalbimden ne zaman çıktın ki? :) */

sufi dedi ki...

"Alıp başını gitmek!"
Kendinden kendine yolculukların en güzeli, vakit daha erkenken ertelememek gerek.Sevgilerimle.

feanor dedi ki...

/* Üryan: Ağlamak yok, gülmek var. Buluşup sarılmak gerek bir ara ;)) */

/* Sufi: Zaman akıp gidiyor hızla ama haklısın, vakit henüz erken. Gitmek, keşfetmek gerek. Sevgiler benden de! :) */

beenmaya dedi ki...

ben de gelebilir miyim ki ???

feanor dedi ki...

/* Beenmaya: Oluuuuur :D Couch Surfing hesabı açalım sana hemen. Bak biz sömestr tatilinde host etmeye başlıyoruz. Çok heyecanlıyım <3 :) */

Dallama Blogger dedi ki...

sonunda kadar haklı

feanor dedi ki...

/* telekinesis: Anlamadım ben :) */