7 Aralık 2010 Salı

Kelimeler Kifayetle Boğuluyor - MİM





Beenmaya mimlemiş beni, o mimler de ben yazmaz mıyım? Kelime kelime mimmiş konumuz. Buyrun:

*Felsefem: “Seveni skerler, skeni severler.” – ve ben hep sevenim lan.

*Hayat: Ya geçmişi anarak ya da gelecek için planlar kurarak yaşadığım şey. Carpe diem, canımsın ama ellerinsin.

*Çocukluk: Hala içinden tam anlamıyla çıkamadığım, artık çıkmak istediğim, hayatımın ne kadar sorumsuz olursam olayım suçlanmadığım için sevdiğim ama bir yandan da kendimi kabulleniş aşamasında çok zorluklar yaşadığım için nefret ettiğim dönemi.

*Güneş: Adana haricinde gittiğim her yerde sevdiğim şey.

*Gözler: Elif Şafak der ki: “Göz dedikleri şey şu hayatta tekmil gördüklerini unutmayı becerebilir de, görüldüğünü bir türlü çıkaramaz aklından. Şahitler olmasa geçmişini unutabilir insan. Şahitler varsa iş değişir. Çünkü onların her bakışı bir itham, varlıkları unutmaya engeldir.” Elif Şafak, gözümsün ama sen de ellerinsin, hem de çoluklu çocuklu.

*Yıldızlar: Bana gore hepsi ayı; ha küçük ha büyük.

*Güzellik: Görecelidir. Beni bile güzel buluyorlar, öyle düşün. LOL

*Sevgi: Her aşk bitermiş bir gün bildin? Heh, aşk bittiğinde kalan şey.

*Aşk: Objelere duyduğumuz his. Ben herkesin aşka aşık olduğuna inanıyorum. Gidenin ardından çektiğimiz onca sıkıntı, gidende değil; yaşadığımız şeylere olan özlemimizde saklı. Ne zaman yeni bir aşka yelken açıyoruz peki? Bizi mutlu edecek bir başkasını bulduğumuzda. Zor olan, o kişiyi bulmak. Bir kere tatmışsan aşkı, yeni bir aşka kadar, öncekinin aşkından kalanlarla kavruluyorsun, yanıp kararsan bile.

*Müzik: Fonda olmadığı müddetçe yarım hissettiğim şey.

*Dost: Dost dost diye nicesine sarıldım… İyi ki sarılmışım.

*Para: Para her şey değil ama her şey için lazım. Parayla saadet olur mu? Olur. Paran olmayınca, babayı alırsın.

*Zaman: Zamanın yaraları sarıp iyileştireceği hikayesi külliyen yalan. Zaman sadece üstünü kapatıyor yaranın, incecik bir kabuk gibi. O kabuk en ufak darbede kopup gidiyor, ardından kan, revan, falan, filan.

*Erkekler: Candır. :)

*Ağlamak: Sulugözüm ben. Ama artık mahrem benim için ağlamak. Arada dellenip bloga yazıyorum zırlarken, sonra “emosun olm!” deyip siliyorum. Dün yaptım, oldu.

*Deniz: ‘den babam çıksa yemem.

*Ayna: Bakınca 123 yaşında, kel ve obez bir adam gördüğüm şey. Aynaları sevmiyorum.

*Hayal: Hayatta ilerlememi sağlayan şey. İdeal hayalim, bildiğin Anadolu kadını hayali. Evlenmek istiyorum. Nikahıma tüm sevdiklerim gelsin, annem zırıl zırıl ağlasın, piyanist şantör eşliğinde değil disskodissko modunda eğlenelim, pembe panjurlu evimde eşimle, evlat edindiğimiz kızımız ve Zeus adlı köpeğimizle mutluluklara yelken açalım. E, tabii Türkiye’de zor. Türkiye’de yaşamaktan kim bahsetti ki zaten?

Mimi –yazmama özgürlüklerini kendilerinde saklı tutarak- 2 kişiye paslıyorum. Brajeshwari ve Mitsubüşü. Ne patlatacaklarını çok merak ediyorum.

Sevgiler.

- -

Görsel: Derya, hep Derya.

8 yorum:

beenmaya dedi ki...

en hızlı cevaplanan mim bu olsa gerek sağolasın :)))))

feanor dedi ki...

Hahahaha sorma. Yapacak bir sürü şey var ama yapasım yok, bahane oldu :D

Büşra Mutlu dedi ki...

en kısa zamanda eediyorum

Brajeshwari dedi ki...

bende patlatayim birsey:)
senin ki kadar eglenceli olmayabilir benim ki... Cok güldüm yine sana... Güzelsin olm napalım :)

feanor dedi ki...

/* Brajeshwari: Ben senin göreceli olma ihtimalini sevdim - ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu göbeğim. Evet. */

ESRİK dedi ki...

Oğlum benim, ne zaman başladın da bana haber vermedin:(((

feanor dedi ki...

/* Esrik: Ne bileyim, ben zaten izliyorsundur diye şeyetmiştim :) Buralardayım işte, olabildiğimce :) */

ESRİK dedi ki...

Utandırdın beni şimdi:(